1. Bulantılar ilk üç aydan çok daha uzun sürebilir
Sıklıkla sabah bulantılarının ilk üç aydan sonra geçeceği söylenir. Büyük haber: bu her zaman doğru değil! Bazı kadınlar hamilelik boyunca bulantıdan muzdarip olur. Endişelenmeyin, bu tamamen normal.
Kuzenim Aylin’in sekizinci ayına kadar bulantıları olduğunu hatırlıyorum. Gece masasında her zaman kraker bulundururdu. Ona çok yardımcı olan şey? Üç büyük öğün yerine gün içinde küçük porsiyonlar halinde yemek yemek. Zencefil çayları da harikalar yaratabilir.
Eğer bulantılarınız çok şiddetliyse, doktorunuzla konuşmaktan çekinmeyin. Sizi rahatlatacak ve bu eşsiz dönemi tam anlamıyla yaşamanızı sağlayacak çözümler mevcut.
2. Vücudunuz değişir, sadece karnınız değil
Kitaplar hamile kadınları güzel yuvarlak bir karınla, ama vücudun geri kalanı mükemmel gösterir. Gerçek? Ayaklarınız bir numara büyüyebilir, kalçalarınız genişleyebilir ve hatta burnunuz şişebilir! Bu değişiklikler hormonlara ve kan hacmindeki artışa bağlıdır.
Bu değişikliklerin çoğu doğumdan sonra kaybolur, ancak bazıları kalabilir. Örneğin, ayaklarınız yeni boyutunu koruyabilir. Bunu ayakkabı koleksiyonunuzu yenilemek için iyi bir bahane olarak düşünün!
Unutmayın, vücudunuzdaki her değişiklik yeni bir yaşamın yaratılmasının inanılmaz hikayesini anlatır. Bu değişimlerle, dergilerdeki idealize edilmiş görüntülere uymasa bile, gurur duyun.
3. Uyku, bebeğin gelişinden çok önce bir lüks haline gelir
Genellikle bebeğiniz doğduktan sonra artık uyuyamayacağınız konusunda uyarılırsınız. Bahsedilmeyi unutan şey, uykunun hamilelik sırasında zaten karmaşık hale geldiğidir!
Sık idrara çıkma isteği, bebeğin gece tekmeleri, bacak krampları ve rahat bir pozisyon bulma imkansızlığı arasında, uyumak gerçek bir meydan okuma haline gelir. Bir hamilelik yastığı bu dönemde en iyi arkadaşınız olabilir.
Komşum Zeynep bir püf noktası bulmuştu: öğle yemeğinden sonra 20 dakikalık bir şekerleme yapıyor ve gece uyanmalarını sınırlamak için saat 19:00’dan sonra içecek tüketmiyordu. Ayrıca yatmadan önce rahatlatıcı bir rutin oluşturmayı deneyin: ılık bir banyo, papatya çayı veya birkaç dakikalık meditasyon mucizeler yaratabilir.
4. Duygusal iniş çıkışlar normaldir
Bir an gülüyorsunuz, bir sonraki anda tuvalet kağıdı reklamı karşısında ağlıyorsunuz. Hamileliğin duygusal iniş çıkışlar dünyasına hoş geldiniz! Bu ruh hali değişimleri aklınızı kaybettiğiniz anlamına gelmez – bu çalışan hormonlarınızdır.
Östrojen ve progesteron vücudunuzu daha önce hiç olmadığı kadar yüksek seviyelerde dolduruyor. Buna yorgunluk, fiziksel rahatsızlık ve bu büyük yaşam değişikliğiyle ilgili normal endişeyi ekleyin, güçlü bir duygusal kokteyl elde edersiniz.
Duygularınız hakkında eşinizle, ailenizle veya arkadaşlarınızla konuşmaktan çekinmeyin. Bazen sadece hissettiklerinizi ifade etmek bile sizi rahatlatabilir. Ve unutmayın: bu yoğun duygular, bebeğiniz için hissedeceğiniz büyük sevgiye de sizi hazırlıyor.
5. Annelik içgüdünüz en iyi rehberinizdir
Büyükannelerin, arkadaşların, doktorların ve kitapların tavsiyeleri arasında, etkileyici miktarda çelişkili bilgi alacaksınız. Gerçek? Kimse vücudunuzu ve bebeğinizi sizden daha iyi tanımaz.
İçgüdünüze güvenin. Bir şey tuhaf geliyorsa veya sizi endişelendiriyorsa, bir sağlık uzmanına danışın. Bir tavsiye durumunuza uygun görünmüyorsa, saygın bir kaynaktan gelse bile görmezden gelmekten çekinmeyin.
Hamilelik ve annelik kesin bilimler değildir. Bir kadın için işe yarayan şey, diğeri için tamamen etkisiz olabilir. Kendinizi dinleyin, bilgi edinin, ancak sonuçta sizin ve bebeğiniz için neyin en iyi olduğuna siz karar verirsiniz. Bu özgüven, anne olma maceranızda en büyük gücünüz olacaktır.
Genç ve bağımsız bir medya olarak, BG-TÜRK Haber Ajansı yardımınıza ihtiyacı var. Bizi takip ederek ve Google Haberler ! de yer imlerine ekleyerek bize destek olun. Desteğiniz için teşekkür ederiz!
