1. Duyguları tanır ve onaylarlar
Duygusal zekâsı yüksek çocuklar yetiştiren anneler, öncelikle tüm duyguların normal olduğunu kabul ederler. Bir çocuk en sevdiği oyuncağını kaybettiğinde ağladığında, “Önemli değil” veya “Ağlamayı kes” demezler. Bunun yerine “En sevdiğin oyuncak ayını bulamadığın için üzgün olduğunu görüyorum. Sevdiğimiz bir şeyi kaybettiğimizde üzülmek normaldir” derler.
Bu onaylama, çocukların ne hissettiklerini anlamalarına yardımcı olur ve duygularını ifade etme haklarının olduğunu gösterir. Komşum Ayşe, 4 yaşındaki kızıyla bunu yapıyor. Küçük kız öfkelendiğinde, Ayşe onun seviyesine çömeliyor, gözlerine bakıyor ve “Şu anda kızgın olduğunu görüyorum. Birlikte nefes alalım ve seni ne kızdırdığı hakkında konuşalım” diyor. Bu yaklaşım genellikle kızını birkaç dakika içinde sakinleştiriyor.
2. Kendi duygularını yöneterek örnek olurlar
Çocuklar, kendilerine söylenenlerden çok gördüklerinden öğrenirler. Çocuklarında duygusal zekâyı geliştiren anneler, kendi duygularını sağlıklı bir şekilde yönetirler. Üzüntülerini veya öfkelerini gizlemezler, ancak bunları uygun şekilde nasıl ifade edeceklerini gösterirler.
Örneğin, bir anne şöyle diyebilir: “Şu anda çok işim olduğu için kendimi gergin hissediyorum. Birkaç derin nefes alacağım ve sonra konuşabiliriz.” Bu davranış, çocuklara zor duygularla başa çıkmak için somut stratejiler gösterir.
3. Duyguları isimlendirmeyi öğretirler
Duygusal zekâsı yüksek çocuklar yetiştiren anneler, duyguları tanımlamak için zengin bir kelime dağarcığı kullanırlar. Sadece “mutlu” veya “üzgün” demek yerine, “heyecanlı”, “gergin”, “gururlu”, “hayal kırıklığına uğramış” veya “rahatlamış” gibi kelimeler kullanırlar.
Birlikte kitap okuma anlarında, “Bu karakterin nasıl hissettiğini düşünüyorsun?” veya “Onun gibi hissettiğin bir anı hatırlıyor musun?” gibi sorular sorarlar. Bu konuşmalar, çocukların duygusal kelime dağarcığını geliştirmelerine ve kendi duygularını daha iyi anlamalarına yardımcı olur.
4. Anlayışlı olurken net sınırlar koyarlar
Etkili anneler, sınır koymanın empati ile çelişmediğini anlarlar. “Daha fazla televizyon izleyemediğin için hayal kırıklığına uğradığını anlıyorum, ama akşam yemeği için hazırlanma zamanı” diyebilirler. Bu yaklaşım, önemli kuralları korurken çocuğun duygularına saygı duyduklarını gösterir.
Sınırlar, çocuklara güvenlik duygusu verir ve tüm duyguların kabul edilebilir olduğunu, ancak bazı davranışların kabul edilemez olduğunu öğretir. Örneğin, kızgın olmak normaldir, ama kızgın olduğunda birini vurmak kabul edilemez.
5. Problem çözmeyi teşvik ederler
Duygusal zekâyı teşvik eden anneler, çocuklarının tüm sorunlarını çözmek yerine, onları kendi çözümlerini bulmaya yönlendirirler. “Durumu düzeltmek için ne yapabilirsin?” veya “”Şimdi seçeneklerin neler?” gibi sorular sorarlar.
Bu yaklaşım, sadece problem çözme becerilerini değil, aynı zamanda özgüveni de geliştirir. Çocuklar, zorlukların üstesinden gelme ve zor duygularını yönetme konusunda yetenekli olduklarını öğrenirler.
6. Her gün bağlantı kurma anları yaratırlar
Duygusal zekâsı yüksek çocuklar yetiştiren anneler, her gün gerçek bağlantı anları yaratmak için zaman ayırırlar. Bu, akşam yemeğinde sohbet etmek, uyumadan önce birlikte kitap okumak veya okuldan sonra yürüyüşe çıkmak kadar basit olabilir.
Bu anlar, çocukların düşüncelerini ve duygularını güvenli bir ortamda paylaşmalarını sağlar. Açık ve düzenli iletişim, çocukların anlaşıldığını ve desteklendiğini hissetmelerine yardımcı olur, bu da duygusal zekâlarını geliştirmek için çok önemlidir.
7. Duygusal ilerlemeleri kutlarlar
Dikkatli anneler, çocuklarının duygusal zekâ gösterdiği anları fark eder ve kutlarlar. “Az önce sinirlendiğini fark ettim, ama derin bir nefes aldın ve devam ettin. Seninle gurur duyuyorum!” diyebilirler.
Bu olumlu tanıma, istenen davranışları pekiştirir ve çocuklara duygularını yönetme çabalarının değerli olduğunu gösterir. Zamanla, bu uygulama çocukların duygularını anlama ve yönetme konusunda yetenekli olduklarına dair olumlu bir benlik algısı geliştirmelerine yardımcı olur.
Duygusal zekâsı yüksek çocuklar yetiştirmek zaman ve sabır gerektirir, ancak faydaları çok büyüktür. Bu çocuklar daha iyi ilişkiler kurar, okulda daha başarılı olur ve hayatın zorluklarıyla başa çıkmaya daha hazırlıklı olurlar. Bu alışkanlıkları benimseyerek, anneler çocuklarına yaşamları boyunca yardımcı olacak değerli araçlar verirler.
Genç ve bağımsız bir medya olarak, BG-TÜRK Haber Ajansı yardımınıza ihtiyacı var. Bizi takip ederek ve Google Haberler ! de yer imlerine ekleyerek bize destek olun. Desteğiniz için teşekkür ederiz!
